''Size bir sır vermek istiyorum.'' Göz kapaklarının ağırlığı bütün güzelliklere perde çekerken savaşçının tek düşüncesi karmaşalarla bölünmüştü. Bir yol bulmalıydı aslında bütün hayatını mahveden kaderine karşı durabilmek için. Giderek ağırlaşmaya başlayan zırhının üstünde parlayan kırmızı pelerini kendi kanıyla sulanmışken dizleri toprakla kucaklaşmıştı. Sol elinde duran sapı kartal işlemeli kısa kılıcını yavaşça yere bırakmıştı. Zor zamanlardan sonra gelen hiç bir zafer bu kadar tatlı olmamıştı onun için. Kötü geçen kaç geceyi heybesine koyduğundan habersizce çıktığı yolun sonu burası değildi. Doymak bilmeyen hırsla yaratılmış insanların en zayıflarından olmaktan korkuyordu. Korkularının üstüne gitmeliydi. Onu istemediği bir hayata mahkûm edenlerle yaşamak zorunda değildi. Kralların kanını taşıyan ne yapması gerektiğinden emindi. Son kez nefesini topladı ve yamaçlara vuran sözleri insanlığa olan sitemiyle doluydu.