Ehil kimselerin fikhî meselelere verdikleri cevaplardan olusan fetvalar zaman zaman konu, müftü ya da kurum bazinda derlenerek fetva mecmualari vücuda getirilmistir. Osmanli dönemi sözkonusu oldugunda seyhülislam fetvalarini içeren mecmualarin yani sira devletin muhtelif bölgelerinde görev yapan müftülere ait mecmualar da görülmektedir. Fetva mecmualarinin, basta hukuk tarihi olmak üzere Osmanli tarihi çalismalarinin hemen her alaninda birinci el kaynak olarak önemli bir yeri oldugu asikâr. Buna ragmen günümüzdeki akademik çalismalarin bu mecmualara gereken ilgiyi gösterdigini söyleyemiyoruz. Bunun baslica sebebi olarak tarihçilerin bu mecmualarin sistematigine ve diline yabanci olmalarini zikredebiliriz. Dolayisiyla fetva mecmualarinin genis bir dizinle ve ilmî esaslara uygun biçimde yayinlanmasi bir ihtiyaç olarak tezahür etmektedir. Bu ihtiyaci gidermek üzere Ahmed Efendi ve Hafiz Mehmed el-Gedûsî’nin, 1143-1210/1730-1795 tarihleri arasinda mesîhat makaminda bulunmus seyhülislamlarin verdigi fetvalardan derledikleri Netîcetü’l-fetâvâ’yi nesrediyoruz. 19. yüzyilda en çok kullanilan mecmualardan biri olan bu eser, Fetvahane tarafindan muteber kabul edilen dört mecmuadan biriydi