Baby Lincoln rüya görüyordu. Rüyasında bir trendeydi. Yanındaki koltuk boştu. Baby, kafasını çevirip pencereden dışarıya baktı ve karanlık gökyüzünün yıldızlarla dolu olduğunu gördü. Gökyüzünde yüzlerce, binlerce yıldız vardı. Tren hızla ilerliyor ve gökyüzünden yıldız yağıyordu. Yıldızların biri diğerinin ardından, diğeri bir diğerinin ardından kayıp duruyordu. Sanki arkalarında nefis ışık izleri bırakarak birbirleriyle yarışıyorlardı.
Baby, rüyanın en güzel yerinde ablasının sesiyle uyandı. Ablası, her zamanki gibi acele etmesini, gün içinde yapacakları işleri söylüyordu. Baby ablasının sürekli emir vermesinden, her şeyi kontrol etmesinden çok sıkılmıştı. Üstelik kendisini çok ama çok yorgun hissediyordu. Birden rüyası aklına geldi. Kesinlikle bir yolculuğa çıkmalıydı. Baby, “Gerekli Bir Yolculuk” diye fısıldadı.
İki defa Newbery Honor ödülü de dâhil olmak üzere çok sayıda ödül alan Kate DiCamillo’dan muhteşem bir roman.