Siyasî tarih araştırmalarında en sık yapılan hataların başında anakronizm gelmektedir. Bugünün algı, tartışma, fikir, kabul ve felsefesiyle geçmişin anlaşılmaya çalışılması veya kıyaslanması, siyasî tarih incelemelerinde sağlıklı sonuçlar alınmasını engelleyen problemlerdir. Kuşkusuz bu ve benzeri problemleri aşmanın en kabul edilebilir yolu, hâdiseleri kendi şartları, dönemleri ve coğrafyaları çerçevesinde ele alıp değerlendirmektir.
Hz. Peygamber’in devleti ve siyaseti çerçevesinde girişilecek tarih araştırmaları, genel siyasî tarih araştırmalarına kıyasla çok daha zor ve çetrefillidir. Hz. Peygamber’in siyasî kimliğine dair yapılan tartışmalardaki bireysel bakış açıları ve ideolojik yaklaşımlar, sorunları tarihî ve akademik zeminde değerlendirmenin önüne geçmektedir. Bu bağlamda Hz. Peygamber’in devlet başkanı mı yoksa bir kabile reisi mi olduğu tartışmanın özünü oluşturmakta; yapılan yorumlar hep tercih edilen kabule göre değişmektedir.
İşte bu çalışmanın ana konusu; Hz. Peygamber’in kurduğu devlettir. Hz. Peygamber, bu devleti peygamberliğin bir getirisi olarak değil, dönem ve şartlar itibariyle tebliğ görevinin bir gerekliliği olarak kurmuştur. Haliyle burada tartışmaları nihayete erdirmek, Hz. Peygamber’in devletine dair fikrî problemleri çözmek gibi bir gayemizin olmadığını, zaten bunun pek de mümkün olmayacağını belirtmeliyiz. Amacımız mümkün mertebe modern devlet yapılarına bakıp geçmişi bugünün gözlüğüyle okumadan, abartılı yorum ve çıkarımlara gitmeden sadece mevcut problemlere işaret ederek, kendi görüşlerimizi tarihî referanslar çerçevesinde paylaşmaktır.