Birdenbire gerçekten cennet gibi bir bahçe, gerçekten huri gibi kizlarla karsilasinca Arap, "Tamam, gerçekten vefat etmis, cennete girmisim!" diye uluorta o zevk ve safa âlemine daldi. Birkaç yüz kiz, pervane gibi etrafina üsüstükleri zaman, adam önce hangisinin yüzüne bakacagini bilemeyerek sasirip kaldi. Bir de epeyce uzakça bir yerde Maria Konstanza'yi görmesin mi? Tanzimat Dönemi'nde yasamis olan ilk toplumcu gerçekçi yazarlarimizdan Ahmet Mithat Efendi, Musullu bir askerin serüvenini tarihsel bir zemine yerlestirerek sürükleyici bir ask hikâyesiyle anlattigi Musullu Süleyman'la edebiyat alaninda önde gelen eserlerinden birini vermistir. Müslüman bir asker olan Süleyman ile Hristiyan Maria Konstanza'nin birbirine kavusmasi etrafinda kurulan ve Alamut Kalesini, Hristiyanlari, Haçli Seferlerini, Hashasileri içine alan roman, asil rengini Ahmet Mithat'in yalin oldugu kadar coskulu, kivrak ve mizahi anlatimiyla buluyor. Yasadigi dönemde halkla aydin zümreyi yakinlastirmaya çalisan, edebiyat ve yazi anlayisini bu görüs etrafinda kuran Ahmet Mithat Efendi, Musullu Süleyman'da bugünün okuruna yabanci gelmeyecek anlati yöntemleriyle edebiyatimizda her zaman taze ve yenilikçi bir ses olarak kalacagini gösteriyor.(Tanitim Bülteninden)
Menü
Sepete Ekle
