Hayata dair tüm sualler, esrarına dair bütünmerak bir vehimden ibaretmiş. Hayat biz ne yaşarsak, ömür biz ne hatırlarsak oymuş meğer.
Kaç asır geçti ölüm almadı beni, zaman el oldu bana herkesten çok. Sorsanız tüm köyler evim, tüm beldeler teknem. Düpedüz esiri, hükümlüsüyüm dünyanın. İçmedim ölümsüzlük iksirini, bilmem de dai Kaç asır geçti ölüm almadı beni, zaman el oldu bana herkesten çok. Sorsanız tüm köyler evim, tüm beldeler teknem. Düpedüz esiri, hükümlüsüyüm dünyanın. İçmedim ölümsüzlük iksirini, bilmem de daimi diriliğin çaresini, lakin bilirim ki devirirsem bir asır daha bu asırla beraber, Hz. Nuh’tan çok yaşamış olacağım.
Hikâye anlatmak niyetiyle geldim, hikâyemi anlatır giderim. Ne çok kitap vardır kapağı açılır, kapısı kapanır insanın yaşamaya, düşünmeye dair. Ama ne satırlar vardır ne zorlukla yazılmış bir bilseniz torunlar, afakı gezdirir insana bir uçtan bir uca.
Cihan ismiyle müsemma bu fâni dünyada hayat ismiyle müsemma bu imtihanda ömür, aklında ne kaldıysa odur ya insanın… Hayat gözünüzün önünden akıp gider, “Bir lahza bile değildi,” dersiniz. Fakat öyle anlar var ki hikâyeler, masallar dile gelip binbir gece konuşur fasılasız, dinlerken nefes dahi almazsınız.