Modernist düşünceye yöneltilen eleştiriler 20. yüzyılın sonunda yoğunluk kazandı. Böylece modernistlerin sorgusuz sualsiz Batı’yı taklit ettikleri belirginlik kazandı. Söz konusu eleştiriler aynı zamanda gelenekçi düşüncenin taklitçiliğiyle ilgili değişiklikler doğurmaya aday tartışmaları gündeme getirdi.
Taha Abdurrahman İslami bir modernlik inşasına giriş niteliğindeki Modernlik Ruhu adlı eserinde modernistlerin taklitçiliklerini kapsamlı bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor. Korunması gereken modernlik ruhu ile terk edilmesi gereken modernlik gerçeği arasında esaslı bir ayrım yapıyor. Düşünür, hareket kabiliyetini kısıtlayan taklitten kurtulmak içiniçtihada alan açmak gerektiğini de ifade ediyor. Hiç şüphesiz bu, İslami pratik alanın gerekleri doğrultusunda modernlik ruhunu uygulamaya koymak suretiyle gerçekleşebilecektir. İslami uygulama bakımından karakteristik özelliklere sahip birtakım modelleri gündeme getiren eser, modernlik ruhunun İslam toplumlarını etkisi altına almasının nasıl mümkün olabileceğini, bundan da öte İslami pratiğin, modernliği Batı’nın sınırlı anlayışının ötesine nasıl taşıyabileceğini açıklıyor. Zira bu gerçekleştiği takdirde İslami uygulama, ahlaki yıkımlardan kendini koruyacak ve modernlik ruhuna ait insani tezahürleri kuşatabilecektir.
Taha Abdurrahman Modernlik Ruhu kitabında İslami modernliğin dayanması gereken esasları göstererek taklitçilikten kurtulmayı sağlayacak çıkış yolları öneriyor. Eser, modernlik üzerine kafa yoran herkes için vazgeçilmez bir kaynak.