Insanligin ortak degerleri olarak tanimlanan medeniyetler üzerine yapilan tartismalar günümüzde özellikle de AB baglaminda stratejik ve politik bir boyut kazandi. Avrupali liderler uluslararasi platformda medeniyetler çatismasi tezine karsi çikmakla birlikte, iç meselelerin alevlenmesi ikircikli tavir takinmalarina yol açmaktadir. 19. yüzyil Avrupa kapitalizminin basat sosyal grubu ve Avrupa sosyal biliminin anahtar kavrami “sinif” idi. 20. yüzyil dünya kapitalizminin katalizörü ve dünya sosyal biliminin anahtar kavrami “ulus” oldu. 21. yüzyilda ise hem jeopolitik gerçeklik hem de toplumbilimsel analiz düzleminde “medeniyet” ön plana çikmaya basladi. Bugün gelinen noktada çatismalari en aza indirmenin yolu, ortak bir vizyonla tüm medeniyetlerin bir araya getirilmesinden geçiyor. Türkiye tam da bu sebeple önemlidir. Dogu-Bati, Kuzey-Güney geriliminin odagindaki Türkiye, kendi vizyonunu olusturmasi halinde adeta bir pusula gibi, medeniyet dönüsümünün ve küresellesmenin yönünü gösterme kapasitesine sahiptir. Elinizdeki kitap, Bilim ve Sanat Vakfi Küresel Arastirmalar Merkezi’nin 12-14 Mayis 2006 tarihinde düzenledigi “Medeniyetler ve Dünya Düzenleri” baslikli uluslararasi sempozyumda sunulan Türkçe tebliglerin bazilarinin yeniden gözden geçirilerek derlenmesi neticesinde ortaya çikti. Bu çalismalarda dikkat çeken ortak nokta, Bati medeniyetinin düzen tanimi ve bu tanimin evrensel hale gelmesine yönelik elestirilerdir. Bu nedenle de kitap sempozyumun adini birebir yansitmak yerine “Modernite ve Dünya Düzenleri” olarak adlandirilmistir.
Menü
Sepete Ekle
