Çogunlukla kuru, yapay ve mesafeli bir üslupla yazilmis giris kitaplari karsisinda önemli bir alternatif olusturan Minerva’nin Baykusu, siyaset kuramini Platon’un magarasindan çikarip isiga kavusturmada kendi payina düseni fazlasiyla yerine getiren bir çalisma olarak sivriliyor. Yazar, Bati siyasi düsünce gelenegine damgasini vuran filozoflari Platon’dan John Rawls’a uzanan o büyük kanon kapsaminda incelerken, güncel ve çagdas –kimi zaman eglenceli– örneklerin de yardimiyla siyasetin aslinda toplumsal evrimi tepeden tirnaga belirleyen, insan yasamini her alanda kusatan ve bizi zorlu tercihlerde bulunmaya zorlayan bir olgu oldugunu vurguluyor.Yazar, söylesi tadindaki yalin anlatimiyla, en zor düsünürlerin en çetrefilli düsüncelerini –içeriginden eksiltmeden, anlam kaymasina meydan vermeden– öylesine berrak bir sekilde aktariyor ki, söz konusu güçlükler geride kaliyor ve bu düsünürleri gerçekten anladiginiza kanaat getiriyorsunuz. Abramson, okuru, kendi siyasamiza iliskin derinlikli bir kavrayis gelistirmeye davet etmekle kalmiyor, ayni zamanda radikal yönelim ve içgörüler üzerinde düsünmemizi de sagliyor. Yazarin yirmi bes yili askin bir süredir vermekte oldugu siyaset felsefesi derslerinden damittigi, ögrencilerin ilgisinin bu konuya nasil çekilebilecegi ve onlar üzerinde siyasetin ne denli önemli olduguna dair göz açici bir etki yaratilabilecegi güdüsünden hareket ederek ve kendi somut deneyimlerine yaslanarak kaleme aldigi bu eser, siyaset kuraminin ölümsüz klasiklerini ögrenciler ve genel okur açisindan –baska hiçbir kitabin basaramadigi ölçüde– anlasilabilir kiliyor.
Menü
Sepete Ekle
