Sehirlerin kaderi, tarihî akis içinde ait olduklari medeniyetlerin kaderi ile özdestir. Bu baglamda medeniyetler ile sehirler arasindaki iliskiyi ele alan elinizdeki kitabin temel kavrami eksen sehirlerdir. Medeniyetlerin yükselis ve düsüs tarihlerinin mihenk taslarini olusturan bu sehirler, bazen mimari formda veya musikinin ritminde, bazen entelektüel gelenegin sürekliliginde ya da ticaret yollari üzerindeki bereketli bir pazarda ve bazen de politik düzenin merkezinde durarak medeniyet parametrelerinin tarihî gerçeklik içinde zaman ve mekâna yansimasini saglarlar. Bu bakimdan eksen sehirler diger tasniflerin tamamina yol gösterir: “Medeniyete Öncu¨ Kurucu Sehirler”, “Medeniyet Tarafindan Kurulan Sehirler”, “Aktarilan Sehirler”, “Hayalet Sehirler”, “Tasfiye Edilen Sehirler”, “Etkilesim Sehirleri”, “Dönüsen/Dönüstüren Sehirler”.Medeniyetler ve Sehirler’in ilk bölümü, ilerleyen bölümlerindeki teorik tahlillerin arkaplanini olusturan, daha önce gidip gördügüm ve bizzat tecrübe ederek hissettigim sehirlerin bendeki izlerini yansitmaktadir. Ikinci bölümde, Weber’in kavramsallastirmalari çerçevesinde dünya sehir tarihi yaziminin kritik bir degerlendirmesi yapilmaktadir. Üçüncü bölümde ayni zamanda kitabin da adini tasiyan “medeniyetler ve sehirler” arasindaki iliski yukaridaki tasnif çerçevesinde dokuz baslik altinda incelenmektedir.Her kitabin kendine has bir zihnî serüveni vardir. Gözlem ya da tahayyül ile baslayan, sorularla açilan, analizlerle parçalara ayrilarak derinlesen ve açiklayici kavramsal/teorik çerçevelerle bütünleserek ete kemige bürünen ya da kelama/yaziya dökülen bir zihnî serüven. Medeniyetler ve Sehirler, böylesi bütüncül bir zihnî serüvenin parçasi olarak görüldügünde gerçek anlamina kavusacaktir.