“İnsanlık şüphesiz hiçbir zaman ‘dünyevî cennet’ ve başlangıçtaki ruhaniyattan bu kadar uzaklaşmamıştır. Bu uzaklaşmanın kalıcı olduğu, dünya üzerinde bir daha hiçbir istikrarlı ve meşru dünyevi iktidarın hüküm süremeyeceği, tüm ruhani otoritelerin bu dünyadan silineceği ve Batı’dan Doğu’ya uzanan cehaletin insanları hakikatin ışığından sonsuza dek uzak tutacağı sonuçlarına varılmalı mıdır?”
Guénon’a Fransa’da büyük bir ün getiren ve bugün dahi en çok okunan eseri olan 1927 tarihli Modern Dünyanın Bunalımı’ndan sonra 1929’da yayımladığı bu küçük kitap “kriz”i tanımladıktan sonra yazdığı ilk kitap olması bakımından hususi bir yere sahiptir. Bu kitaptan sonra modernite için kendi öngördüğü çıkışı anlatacaktır. Fakat bu kitap hala krizin eşiğindedir, “bunalım”ın içinden bunalımın tarihine bir bakıştır, “normal”i tasvir ederek, raydan çıkanın ne olduğuna dair bir haritalama teşebbüsü sunar.
Maurras’ın lideri olduğu L'Action Française, 1926’da Papa XI. Pius döneminde resmi bir Vatikan kararıyla kınanır, dergi yasaklanır ve yasaklı eserler listesine alınır. Guénon, kınamayı Batı’da Ortaçağlardan bugüne sağlığını yitirmiş, gitgide kötüleşen maddi ve manevi arasındaki uyuşmazlığının bir semptomu olarak görür. Bu karmaşanın, Batı’daki bu kaosun kökenlerine inmek için Manevi Otorite ve Dünyevi İktidar tarihsel bir okumayı tersten yapar: Geleneksel bir medeniyette (Hint) sağlıklı maddi-manevi ilişkisini tasvir eder ve sonrasında Batı’da bunun nasıl zedelendiğini anlatır.