“Az gittim uz gittim
Dere tepe düz gittim
Kâh tosbağadan yavaş
Kâh rüzgârdan tez gittim
Kim takılır peşine
Eksik bir bilmecenin
Heyhat önüme düştü
Ben de peşinden gittim
Ay ana güneş baba
Ve yıldız kardeşlerim
Sonsuzluğa yol çizdi
Ben de o yoldan gittim”
Kim unutmayı ister ki çok sevdiği bir bilmeceyi? Ama hafıza nankördür, unutuverir insan. İşte bu masal öyle yazıldı; eksik bir bilmecenin peşine düşenin başından geçenlerden... Bu masalda obur bir yavru bozayıya, boyun eğmeyen bir tutam ota, ninni söyleyen kavaklara, dert yanan arılara, ömrünü toprağa adayıp ekenlere, biçenlere, üretenlere rastlayabilirsin. Doğanın tüm çocuklarının türkülerini ve bilmecelerini dinleyebilirsin. Hatta sonunda çok özlediğin birini bile hatırlayabilirsin. Görüp de fark etmenin, fark edip düşünmenin, düşündükçe anlamanın ve doğayla bir olmanın neşesiyle...