Bu kitapta temel olarak incelenen kültürün görsel tarihi olduğu için tüm örnekler görseller üzerinden aktarılmaya çalışılmıştır ama elbette o görseli çözümleyebilmek için kökenlere de bakmak gerektiği de hatırlatılmaktadır. Resim ve heykelin yanı sıra mimari unsurlara da yer verilmiştir. Hikâye anlatıcılığı, maskeler, ışık ve gölge oyunları, tüm bunların sözlü kültür sonrasında nasıl evrildiği, toplumsal belleğimizde olan imgeleri nasıl dönüştürdüğümüz ve yeniden yorumladığımız tartışılmaya çalışılmıştır.
Herakleitos’un dediği gibi, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Zaman içinde insanın yaratma edimine hizmet eden enstrümanlar değişmiştir bununla birlikte kendini ve içinde bulunduğu gerçekliği ifade etmeye yönelik ihtiyaç hatta açlık yeni keşfettiği oyuncaklarla yeni ortamlarda varlığını sürdürmektedir.
Doğal afetler, savaşlar, salgınlar ve her türlü felaket, insana, ölümden daha çok korkması gereken tek şeyi bir kez daha hatırlatmış ve insanoğlu yitip gitmemek, hiç yaşamamış olmamak için yaratmaya, tüm sanatlar aracılığıyla varlığının izlerini kazımaya devam etmiştir ve edecektir, her birimizin yaptığı gibi…
Keyifli okumalar