Toplumlarin bellegini, kendi geçmislerini hatirlama biçimlerini hatirlama biçimlerini kimlik sorunlariyla iliskilendiren bu kitap, konuyla ilgilenenlere temel açiklamalar sunuyor. Uluslararasi üne sahip bir Misirolog olan Jan Assmann, uygarligin derin geçmisinden getirdigi açiklamalarla insanligin yarattigi toplum formasyonlarina isik tutuyor. Yazar Eski Misir'i, Mezopatamya uygarligini, Israil'i ve Antik Yunanistan'i karsilastirmali olarak inceledigi bu çalismasinda toplumsal bellegin temel karakterine, farkli biçimlerine ve araçlarina yönelik ayrintili çözümlemeler getiriyor. Bir hatirlama ve geçmisle iletisim araci olarak tanimlanan yazi, Assmann'a göre toplumun bellegine de yeni olanaklar sunarak toplumsal bellegine de yeni olanaklar sunarak toplumsal dönüsümlerde merkezi bir rol oynuyor. Assmann yazinin bu rolünü açiklarken "kanon" ve "klasik" kavramlariyla birlikte yazi sistemlerini de ayrintilariyla ele aliyor. Assmann uygarlik sorununa kökensel ve yapisal açiklamlar getirirken, Bati merkezci bakistan uzak duruyor; ama öte yandan Antik Yunanistan'in bilimsel düsünce ve Bati uygarliginin kökenini olusturdugu tezini kendi arastirma alanindan açiklamalarla restore ediyor.