Günlerden bir gün bir Kral adamlarıyla birlikte ava çıkmış. Kendini av heyecanına öylesine kaptırmış ki farkında olmadan arkadaşlarından ayrılmış, yapayalnız kalmış. Hava kararmaya başlayınca birden aklı başına gelmiş, sağına soluna bakmış ki kimsecikler yok. Yolunu bulmaya çalışmış ama nafile. Ne yolunu bulabiliyormuş ne de nerede olduğunu biliyormuş. Oturmuş kara kara düşünmeye başlamış. Birden bire tam karşısında bembeyaz salkım saçak saçlı, çok yaşlı bir kadın belirmiş. Bu bir cadıymış. Kral, hemen umutla söze başlamış: —Anacığım, iyi ki sana rastladım. Bana yolu gösterir misin? Bu ormandan nasıl çıkabilirim? Cadı: —Gösteririm elbette, demiş. Ama bir şartım var. Hem bu öyle bir şart ki, yerine getirmezsen açlıktan ölür gidersin.