“Demek, o virüsü kasabanın şehir suyuna siz karıştırdınız Bay Kenneth Stark! Elbette bunun, gerektiği gibi cezalandırılacağını bilerek geldiniz, değil mi? Yani, benim tarafımdan!” dedi Luce, soğuk ve çok sert bir sesle. Yüzünde, tehlikeli bir gülümseme vardı. Stark artık gerçekten çok korkuyordu.
“Bu cezaya ek olarak, arkadaşımın evine girip kızını rehin almanızın da, izlenmeye değer bazı sonuçları olacak!” dedi. Phil ve Sera da gülümsedi. Luce konuşurken, bir yandan da Stark’ın tüm zihnini tarıyordu.
Birden, ayrı bir bölüm keşfetti. O anda, örümcek ağları yakıcı ve asidik bir hal aldı. O bölümde ne varsa ortalığa saçıldı. Stark’ın, babasıyla yüz yüze konuşmasını görüyordu. Babasını 39 yıl sonra ilk defa gördü. Çok değişmişti babası. Yolda görse, tanımayabilirdi. Yani, aslında gördüğü iyi olmuştu.