Felsefecilerin "insan"i anlama ugraslarini esasen trajediye odaklanarak sürdürmeleri âdettendir; bu da yari saka yari ciddi, Aristoteles'in komedi hakkindaki kitabinin kaybolmus olmasina baglanir. Hegel, Bergson, Freud ve Nietzsche gibi istisnalar disinda komedi pek de üzerinde felsefe yapmaya degecek bir faaliyet olarak görülmemistir. Zupancic kitabinda komediyi önemli bir düsünce konusu haline getirmekle kalmiyor, felsefe ve psikanalizin "insanlik" denen kavrami olusturan mekanizmalari anlama konusunda komediden neler ögrenebilecegini de gösteriyor.