Aile kavrami, uluslarin, toplumun ve bireyin özünü olusturan tarihsel bir süreçtir. Her ailenin bir geçmisi vardir ve bu ayni zamanda bireyin yasam öyküsüdür. Aile, soy kökeninin devami saglayan ve evrimsel geçmisini sürdüren bir olgudur. Her insan, kökeninden bir seyler tasir ve onu gelecek kusaklara aktarir. Aile geçmisi, ülke geçmisini de betimler. Yasanan devrin olaylarini, gelenek ve törelerini, ortadan kalkanlari, yerine konanlari ve yeni kusaklara aktarilacak olanlari da belirler. Aile geçmisini sürdüren ani, anlati, yazili bilgi ve belgelerdir, yani seceredir.Bu kitapta, Ege Denizi’nin karsi kiyisindaki Selanik’te yasamini sürdürürken, göç ederek Izmir’e gelen ve Kafkasya’dan yine zorunlu göç sonrasi Eskisehir’e yerlesen iki ailenin, 150 yili askin dönemi kapsayan, soy agaci Öyküsü anlatilmaktadir. Bu süreç Ülkemiz, belki de Dünya tarihinin en çalkantili ve sorunlu dönemidir. Her iki ailenin ortak yani, kaçinilmaz bir göç sonrasi birbirinden farkli cografyalardan gelerek, Ege Denizi kiyisinda, Izmir’de bulusma sonrasi bizlere köken vermis olmalaridir.Öyküdeki atlara gelince; Bu soylu yoldaslarin insanlik ve ailemiz tarihinde önemli bir yeri var. Onlar da insan oglunun gelisimi ile at basi bir evrim geçirerek her zaman aile yakininda olmuslar ve olmaga devam edeceklerdir..Unutmamak gerekir ki her yasam, bireyin kendi soyundan köken alir ve insan kendi soy agacina tirmanir.