Osmanlı devletinde şeriat ve kanun alanlarının mahiyeti, bu alanların birbiriyle ilişkisi ve kamu hukuku alanında hangisinin hâkim olduğu meselesi modern Türkiye’nin kuruluşundan bu yana tartışılmaktadır. Bunun başlıca sebebi söz konusu meselenin Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet yapısına ilişkin tercih edilen modele tarihsel destek sağlama potansiyeli taşımasıdır. Birçok araştırmacı klasik Osmanlı kanunlarının şer‘i hukukun dışında ve karşısında seküler nitelikli ayrı bir hükümler manzumesi meydana getirdiğini iddia ederek bu potansiyeli açık tarihsel kanıtlara dönüştürme eğiliminde olmuştur. Bu araştırma Osmanlı klasik döneminde şer‘i hukukun yanında yürürlüğe konulan ceza kanunlarının esas itibariyle Hanefî ceza hukuk geleneğinde tazir kapsamında işlerlik kazanan siyaset hükümlerinden ibaret olduğunu iddia etmektedir. Klasik ceza hukuku bağlamında şeriat-kanun ayrımı doğrudan Osmanlı yöneticileri tarafından konulan bu tür hükümler ile fakihler tarafından standart hukuk teknikleri kullanılarak üretilenler arasındaki ayrımı ifade etmekte olup kategorik değildir. Bu iddiayı Hanefî geleneğinden klasik Osmanlı uygulamasına teorik ve pratik hukuksal verilerle temellendirmeye çalışan elinizdeki araştırma literatüre mütevazı bir katkı sunmayı hedeflemektedir.