“Varligindan emin oldugun bir sey, ya aniden yok olursa? Yok oldugunu sandigin sey ise gerçekte hep varsa…” Bildigini sandiklarinla ördügün duvarlarin; aslinda sinirlarini belirliyor. Sinirlarin disinda kalan olasiliklar ise hala orada öylece geziniyor. Kimileri geç olsa da bunu fark ediyor ve kendini kafesleyen bu duvari örmekten vazgeçiyor. Genisliyor, genisliyor ve genislemeye devam ediyor… Sonsuzlugun içine yayiliyor. Sonsuz olasiliklar arasindan artik diledigini seçebiliyor. Hiç düsündün mü? “Sonsuzlugun anahtari, ya sinirsiz hayal gücümüzde sakliysa…”“Varlikla yokluk arasindaki kapi, ya rüyalarimizda açiliyorsa…”Her sey tam mi bu hayatta? Yoksa henüz tamamlanmamis bir kitap gibi mi? Bir seyler gerçekten eksik mi? Okudukça her birimizin bunlari sorgulamasina neden olacak bir kitap. Hiç beklenmedik bir anda ortaya çikan gizemli yolcu ve yarattigi tuhaf karmasa… Ve tüm okuyanlarin ayagini yerden kesecek bir ask. Bu aska eslik eden muhtesem bir müzik ve gökyüzünde parlayan o yildiz. Bagimsiz ilerliyor gibi olsa da her bir bölümde yasananlar; olanaksiz gibi görünen inanilmaz tesadüfler zincirinin sadece diger yarisi… Basimiza gelmesi olasi mucizeler…