Türkiye Yazarlar Birligi 2011 Roman ÖdülüMevsimlerden kisti, soguktu hava. Çay içtiler karsilikli, birlikte oturduklari tenha çay bahçesinde. Kis bahçesi diyorlardi artik böyle yerlere. Alüminyum çitalar arasina gerilmis seffaf naylonlarla çeviriyorlardi çay bahçelerinin bazi açik kisimlarini ve çay bahçeleri kis bahçelerine dönüsüveriyordu. Gidecegini söyledi Ahmet orada, bu sehrin kokusuna dayanamadigini, içinde tasiyamayacagi kadar büyük bir nefretin soluk aldigini, gitmekten baska çaresi olmadigini söyledi. Hemen ciddiye aldi Derya, inanmamazlik edemedi, tanidigi bu yasi genç ruhu yasli adamin gitmekten ilk defa bahsettigi için gidecegini anladigindan. Gitmeyecek olanlar, gidemeyecek olanlar bahsederlerdi gitmekten. Gidecek olanlar, konusmazlardi, yalnizca giderlerdi. O halde gidecekti Ahmet.Nereye diye sordu Derya, korkarak. Neresi olursa olsun, gitmek artik burada olmamak demektir, bunu düsünmemeye çalisarak.Cevap vermedi Ahmet. Kendisi de bilmiyordu. Baska insanlarin oldugu bir yere dedi sadece, o da uzun bir sessizlikten sonra. Buradakiler gibi olmayan insanlarin yasadigi bir yere. Öyle bir yer var mi, diye sordu Derya, cevaba inanmaya hazirlayarak kendisini. Öyle bir yer yok, diye cevapladi Ahmet, inceden tebessümü esliginde.