“Refi Cevad Bey, Kartal yakinlarindaki çiftliginde yazar dostlarina bir davet veriyordu. Babam da oradaki yazarlarin en genciydi. Koca kafali, iri kangal köpeklerinin bagli oldugu tel kafeslerin arasindan bahçeye girdigimizde yaslica bir adamla karsilasmistik. Babam, sevgi dolu bir saygiyla adamin elini sikarken, hiç anlayamadigim ama bir daha da unutamadigim tuhaf bir cümle söylemisti.- Piyanoya hâlâ çivi çakiyorlar üstat.Yasli adam da gülmüstü.- Hep çakarlar Çetincigim.Ben, Refi Cevad’in çiftliginden döndükten sonra hemen babamin kütüphanesine dalip Refik Halid’in kitaplarini çikartmistim. Aradigim yaziyi, mizahi bir üslupla yazdigi yazilarini topladigi “Kirpinin Dedikleri” kitabinda bulmustum. O garip cümlenin nereden geldigini anlamistim. Birbirlerine hiç benzemeyen o yazarlar arasindaki sicak dostlugun kaynagini da kesfetmistim.”Ahmet Altan