Türkiye’de Islamciligin son yillardaki gelisiminin nedenlerini arastiran Kimlikler Siyaseti’nde iki ana önerme savunuluyor: Birincisi, Islamciligi hizla ilerleyen küresellesmeye karsi bir direnis olarak degil, tam tersine, küresel düzene uyum göstermenin ve bu düzen içinde daha avantajli bir konuma ulasmanin bir araci, bunu saglamaya dönük bir dayanisma aginin kurulmasi çabasi olarak görmek öneriliyor. Ikincisi, bu yönüyle Islamciligin, sosyo-politik temelleri küresellesme sürecinde yatan “postmodern durumun“ bir ürünü, bu ortam içinde etkisi yayginlasan “kimlikler siyasetinin“ bir örnegi oldugu savunuluyor.
“1991 Körfez Savasi ile baslayip 11 Eylül 2001’de ABD’ye yapilan saldiri ile sona eren dönem Islamcilik için büyük bir tarihsel firsat dönemiydi. Bu, yogun bir modernite elestirisi içeren ve otantiklik iddiasi tasiyan kimlik siyasetlerinin seslerini çok daha fazla duyurduklari bir dönem oldu. Herkesin otantik kimlikler pesinde kostugu bir çagda kim Islamcilardan daha otantik olabilirdi ki?“
-Haldun Gülalp-
(Arka Kapak)