Bu kitabın okunmasına katkı sunacak temel birkaç özelliğini vurgulamak yerinde ve yararlı olacaktır. Eserin yazarı Hans Mol (1922 – 2017) Columbia Üniversitesinde master derecesini Reinhold Niebuhr ile çalışmasından, aldı. Doktora tezini Robert K. Merton’un danışmanlığında yaptı. Kimlik ve kutsallık ilişkisi üzerine yoğunlaştı. Bu eserde din sosyolojisi bakış açısı esas alınmakla birlikte genel bir sosyal bilimsel din kuramı tasarımı ele alınmakta ve disiplinler arası bir yaklaşıma ışık tutulmaktadır. Giriş bölümünde yazar, çocukluğundan itibaren yaşadığı dönemin sosyo-ekonomik, tarihi, dinî, kültürel dünyasını bir otobiyografi anlatısı içinde ortaya koymaktadır. Akademik ideolojilerin anlaşılması için bir arka plan oluşturması açısından, bunun iyi bir alışkanlık olduğunu savunur; kitabında neden kimlik ve marjinalliğe bu kadar çok yer verdiğinin anlaşılmasına katkı bağlamında, bunun bir referans olarak görülmesini ister.
Yazarın vurguladığı üzere, öte yandan, din araştırmalarının yalnızca merkezi olmakla kalmayıp aynı zamanda çok çeşitli disiplinler tarafından analiz edilerek tarihçiler, filozoflar, psikologlar ve Budizm, Yahudilik, Hıristiyanlık ve Hinduizm uzmanları ile temas kurulmadan bu eser yazılmış olamazdı. Bununla birlikte Batı’da, Yahudi-Hıristiyan geleneği içinde ele alınıp işlenen, tartışılan bu konular ve bu yorumlardan üretilen teoriler, iyi analiz edildiği takdirde, diğer dinler ve kültürler için de bir çerçeve sunabilmektedir.
Zengin bir içeriğe sahip olan bu kitap dört kısım ve on sekiz bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm temel argümanı sunmaktadır. Farklılaşma ve bütünleşme arasındaki diyalektik ilişkinin ele alındığı teorik tartışmalar, okuyucuya dinle ilgili geniş ve entelektüel bir bakış kazandırmaktadır. Kitap nesnelleştirme, bağlanma, ritüel ve mitlerden oluşan kutsallaştırma mekanizmalarının açıklanmasıyla son buluyor.