Zaman geçiyor, dünya degisiyor ve hayatlarimiz yeni ufuklara açiliyor günbegün. Ama bir seyler kaliyor geçmisten, bir türlü kabuk baglamayan ve inceden sizlayan bir yara gibi, 12 Eylül gibi. Keske Bir Öpüp Koklasaydim, iste bu yaraya dokunuyor. Yakin tarihimizin bu en travmatik toplumsal dönüsümünün ve baski rejiminin yeni bir kaydini tutarak, cezanin yalnizca cezaevlerinde çürütülenlere degil, onlarin ailelerine ve aslinda toplumun tamamina da kesilmis oldugunu, kisacasi bir mahpusluk halinin disarida kalanlar için de olusturuldugunu gösteriyor. Bu kitapta çocuklarin, kaderleri çoktan çizilmis, anne ve babalariyla nice yillar sonra tanisabilmis, 12 Eylül'ün üzerine dogmus, içinde yogrulmus çocuklarin, küçücük yaslarda bir yetiskinin bile tasiyamayacagi sirlari, dertleri yüklenmis, sevgili anne ve babalarina reva görülen iskenceleri dost masalarinda çok uzun yillar sonra ögrenmis, fotograf albümlerinde hep büyük bosluklar bulunan çocuklarin hikâyeleri anlatiliyor. Geçmisleri mahkum, gelecekleri ellerinden alinmis mücadele insanlarinin hikâyeleri. Bin bir zorluga direnen, kimi zaman çözülen kimi zaman destan yazan ailelerinin hikâyeleri. Siradan anne ve babalarin, kardeslerin, sevgililerin cezaevi ve mahkeme kapilarindaki inancinin, kararliliginin ve örgütlenmesinin hikâyeleri. Hayatlarini yeni kosullara göre yeni bastan düzenleyen, pes etmeyen, üreten ve disaridaki dayanismayi örgütleyen kadinlarin hikâyeleri. Onlar komsumuz, akrabamiz, ögretmenimiz belki; onlar isçi, ögrenci, berber, memur emeklisi… Keske Bir Öpüp Koklasaydim, trajik bir döneme deginiyor olsa da anlatilanlar, geride kalanlarin besledigi umut, gösterdigi fedakârlik ve yardimlasma, en önemlisi hiç yitirmedikleriinançlari, bize insan olmanin güzelligini ve bu güzelligin isigiyla gelecegin daha da aydinlanacagini gösteriyor.(Tanitim Bülteninden)Ince Kapak: