Kararlarin alindigi masaya oturamiyoruz, ama otursak bile büyük mutabakatin dayattigi kararlari onaylamamiz bekleniyor. "Katilim" son yillarda demokrasinin her kapiyi açan sihirli kelimesi. Kavramin elestiriden yoksun, naif ve romantik kullanimi, kararlarinin sonuçlarinin sorumlulugundan kaçmak isteyen siyasetçilerin ekmegine yag sürüyor. "Katilim" yoluyla, nereye varacagi bastan belli olan kararlara katilmamiz, çevre ve yasamlarimizla ilgili yanlis politikalari onaylamamiz ve mesrulastirmamiz bekleniyor. Miessen, mutabakat temelli katilimin sinirliliklarini ve tuzaklarini sergileyerek, mevcut protokollerle kendini baglamayan, çeliskiden korkmayan, tam tersine çeliskiyi dogurgan gören, alana yaratici akil ve degisim iradesi tasiyan türden bir müdahaleyi savunuyor: Lordlar Kamarasi'nda "çapraz sira"da oturanlar gibi taraflarüstü ve disarlikli olan, bir parti ya da grubun iç mutabakatina herhangi bir çikarla bagli olmayan bireylerin müdahalesi. Kent yönetiminden sirket ve kurumlarin yönetimine bütün karar alma süreçlerinde ve bilgi alanlarinda ancak bu "disaridan düsünen", huzur ve istikrar bozucu çagrilmamis, davetsiz yabancinin gerçek degisime yol açabilecegini düsünüyor. Günümüzün sinik "normalligini" bozmanin biricik yolu bu.