Kimmerler, tarihçilerin Proto-Türkler olarak tanımladıkları, Ural-Altay kökenli budunların batı kolunu oluşturan Türklerdir. M.Ö. 2300 yıllarından itibaren yaşadıklarını gösteren, varlıklarını kanıtlayan bilgiler ve kanıtlar bırakmışlardır geride. Ulaştıkları uygarlık seviyesi ile Bronz Çağı’nın aşılmasına, Demir Çağı’nın başlamasına öncülük etmiş, büyük bir Türk budundur Kimmerler. Kurdukları devletin başkenti Kırım’daydı ve Kırım adı onların anısına hâlâ yaşamaktadır!
Kimmerya, Kimmerlerin yurt tuttuğu topraklardır. Kimmerler, M.Ö. 800’lü yıllara kadar Kimmerya’da yaşamışlardır!
Karadeniz’in kuzey kıyılarından İdil Irmağı’na kadar, doğuda Hazarların Denizi ile batıda Tuna Nehri arasındaki geniş coğrafyanın adıdır Kimmerya!
Kimmerler sonraları Kafkaslar üzerinden Anadolu topraklarına girmişler ve uzun bir zaman egemenlik kurmuşlardır.
Çok çok önce yaşandı bunlar. Budunların yazgıları, belli bir çizgi üzerinde süregeliyordu. Birbirlerinden etkileniyorlar, göçüyorlar, sürülüyorlar ve yeni yurtlar tutuyorlardı. Geride mutlaka bir şeyler bırakıyorlardı. Dikilmiş küçük ya da büyükçe bir taş, taşlara çizilmiş çizgiler, bedizler, imler ve tamgalar… Bir de salarlar! Salarlar çok önemliydi Kimmerler için. Başka bir acuna açılan kapı olarak bilinirlerdi. Başka bir acundaki yaşamın başlangıcı… Salarlarına Kurgan adı verilirdi. Kimmerler kurganlı budundur. Şu anlatı ile açıklarlardı inançlarını: “Yaşayanlarımız kadar, uçmağa varanlarımız da değerlidir bizim! Yaşıyormuşçasına, aramızdaymışçasına davranırız onlara. Yaşadıkları kutlu yaşamın izlerini, yanlarında götürmelerine izin veririz. Biz bu acuna da, tinlerin barındığı yerini Gök bellediğimiz öteki acuna da inanırız. Tin sonsuzdur. Tin yok olmaz!”
Basım Tarihi : 2 2020
Baskı Sayısı : 4
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336 gram
En / Boy : 13.5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Dil : Türkçe