Medine dönemi, kabilecilikten devlete geçiş sürecidir. Bu süreç güçlünün haklı olduğu, üstünlüğün kabilede olduğu toplumda, hakkın gerçek sahibine teslim edilme sürecidir. Gücün haklı olmaktan kaynaklandığı, yine güçlünün üstün olduğu şeklindeki Kur’anî akıl, kabile anlayışını kökten ortadan kaldırmış, haklının ezilmediği, güçlünün zulmedemediği bir anlayış ortaya konulmuştur. Bu nedenle adil bir hukuk sistemi yerleştirilmiş, özellikle toplum ve insan haklarına karşı işlenen suçlar karşılıksız bırakılmamıştır. Öte yandan toplumda huzur ve barışın tesisi adına, dinsel suç işleyenlerin büyük çoğunluğu affedilmiş, muhaliflere can güvenliği verilerek onları kazanma yöntemi izlenmiştir.