“Küçükhanimefendi üzerine, 2009’da altmis yasimdayken, yeniden yazarken; romandaki dingin, huzur dolu Istanbul’a sasiyorum. Tenha banliyö trenleri Yesilköy’e dogru; ancak dolunca kalkan arabali vapurlar; baglik bahçelik Yakacik; dünya yolculuguna çikilmis gibi gibi gidilen Bakirköy; henüz ‘ü’sünü kaybetmemis Kadiköyü. Peki ama biz sehir kültürü konusunda ‘ileledik’ mi diye okudum, durakaldim.Beyoglu’na çikanlarin loca ayirttiklari, “suvare”ye gittikleri Sehir Tiyatrosu…Ne var?!, hepsi yerli yerinde! Diyeceksiniz. Evet ama, köhnebahar gibi, bir güz bozgununda.”Sadece edebiyatimizin degil, tüm kültür hayatimizin vazgeçilmez ismi Selim Ileri bizi Istanbul’un sokaklarina, gizli köselerine, insanlarina, resimlerine, duygularina götürüyor. Bilge bir rehber olarak…