İslam sanatları ve mimarisi yatay ve dikey boyutlarla sembolize edilen ilahî ve beşerî boyutların buluşma alanı olma vasfını haizdir. Arap alfabesinin ilk iki harfi olan ‘elif’ ve ‘bâ’ harflerinde temsil edilen bu sembolizm, ilahî kaynaktan zühûr eden tecelli ve tezahürleri varlık alemine estetik bir surette yansıtma çabasıdır. Bu çaba aynı zamanda kozmolojik denge ve ahengin görünür kılınması gayesine matuftur. Zira insanın ‘kemâl’ arayışı kainattaki düzenle mütenasib bir hatt-ı hareket içinde olmasıyla mümkündür. Müslüman sanatkarın bu arayışı onun Yaratıcı karşısındaki ontolojik duruşunu da belirler. Bu duruş ise ona, tezahürler farklı olsa da eşyanın hakikatinin ve menşeinin bir olduğunu hatırlatır.