İslam dünyasının hatırı sayılır bir bölümü 19. yüzyılda Batılı güçlerin kontrolüne girdiğinde bu coğrafyalardaki finans uygulamaları da Avrupa’nın sömürgeci imparatorluklarının etkisi altında kaldı. Bu dönemde birçok ülke, Batı’da üretilen bankacılık sistemleri ve iş modellerini benimsedi; akabinde de ticaretteki İslami uygulamalar birer birer terk edildi.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde Müslüman ülkeler bağımsızlıklarını tekrar kazanmak için önemli adımlar attı ve İslami finansın modern dönemi de bu şekilde başlamış oldu. Batı kontrolünün azalmasıyla birlikte Müslümanlar, modern dünya ve inançların prensipleri arasında daha büyük bir uyum arayışına girdi.
İslami bankacılık ve finans uygulamaları ise bu uyumu ticari alanda mümkün kılan unsur hâline geldi. Sömürgeciliğin bitişi ve toplumdaki dindarlık eğiliminin artmasıyla birlikte İslami finans yeniden canlandı. Petrol fiyatlarının yükselmesiyle bir birikim meydana gelmiş, bu da İslami finansın büyümesini teşvik etmişti. İslami finans, son 30 yılda İslam hukukunun en önemli ve başarılı modern uygulamalarından biri olarak dünyanın dört bir yanına yayılmış, İslam hukukunun yenilenmesine ve gelişmesine vesile olmuştu.
Elinizdeki eser, İslami finansı yeniden yorumlayarak İslami hukuk ile finansal teori ve pratikleri gün yüzüne çıkarıyor. Ayrıca bunların konvansiyonel ya da Batılı hukuk ve finans sistemlerindeki kullanım şekilleri arasında bir köprü kurarak, bireysel İslami finansal uygulamalarını inceliyor.