İngiltere İngiltere’ye Karşı

Julian Barnes, 10-1/2 Bölümde Dünya Tarihi romaniyla baslattigi ironik tarih yazimini, bu kez daha farkli bir düzlemde, bir karsi-ütopya denemesi çerçevesinde ortaya koymaya çalismis. Ingiltere Ingiltere’ye Karsi, ana çizgileri itibariyla, kendine özgü bir hiciv romani. Ancak Julian Barnes iktidar, sahicilik, kinizm, cinsellik gibi temel insani durumlari da ele alarak romanin sinirlarini bir hayli ötelere tasimis ve ona estetik bir çok boyutluluk katmis. Nitekim romanda Baudrillard’in “simülasyon“ kavrami ve orijinal-kopya karsitligi çok önemli bir yere sahip ve vurgulanan bu karsitlik tüm romanin anahtar kavrami olma niteligini de tasiyor. Romanda “Ingiltere, Ingiltere“ olarak adlandirilan fütüristik Ingiltere projesi, hem geçmise yönelik derinlikli bir kültür elestirisini, hem de insan varolusunun daha derin katmanlarinin irdelenme çabasini içeriyor. Bir baska deyisle roman, bir gelecek ütopyasinin yergisi oldugu kadar, geçmisin geleneksel degerlerinin sahiciligini sorgulama üzerine de odaklaniyor. Kinizm ve iktidar, nostalji ve ütopya, orijinal ya da kopya; romanin yazinsal dokusunu olusturan diger anahtar sözcükler... Sahip oldugu büyük servetle yetinmeyip adini tarihe altin harflerle geçirmek isteyen megaloman basin imparatoru Sir Jack Pitman’in uçuk projesi essiz bir ironiyle anlatilirken, bu anlatim süreci içinde çok zengin ve ayrintili bir geleneksel ingiltere panoramasi da çiziliyor. Söz konusu panoramada neler yok ki! Minyatür bir Ingiltere olusturma amaciyla satin alinan küçük Wight Adasi. Her bir üyesi alisilmadik unvanlar tasiyan bir beyin takimi... Projenin nihai hedefiyse su: Yabanci turistlerin akin akin gelip paranin oluk gibi akacagi bir eglence parki olarak kullanilmak üzere “yeniden yaratilan“ ve Ingilizligi “temsil ettigi“ varsayilan her türlü kültürel obje ve yasanti... Bir baska deyisle, kapitalizm denen seytani sistemin her kiliga girebilecegini bir kez daha kanitlayan bir çesit Ingiltere Disneyland’i... Ingiltere Ingiltere’ye Karsi çogu zaman matrak, bazne melankolik; ama hiç kuskusuz, her satiriyla düsündürücü bir roman... (Arka Kapak)