Roman ve Bizans ile birlikte dünya tarihindeki en güçlü ve en uzun ömürlü emperyal sistem olan Osmanli Imparatorlugu’nun Güneydogu Avrupa, Bati Asya ve Kuzey Afrika’daki izlerini süren Imparatorluk Mirasi, bu alandaki yetkin akademisyenleri biraraya getiriyor. Osmanli mirasi, simdiye kadar tarih disiplini tarafindan ihmal edilmis; eski Osmali topraklarinda yasayan insanlar tarafindan da ya reddedilmis ya da istenmeyen yabanci bir hakimiyet olarak temsil edilmistir. Yazarlar bu minasin sözedilen bölgelerdeki insanlarin davranis kaliplarini ve algilarini nasil sekillendirdigini göstermekle kalmiyor, ayrica bu karmasik tarihin bugünün ideolojilerini ve kimliklerini kurmada nasil yeniden eklemlendigini arastiriyor. Kitapta Osmanli mirasinin, bugünün degerleri ve ideolojilerini mesrulastirmak için nasil ’kullanisli’ bir tarzda yorumlandigi da gösteriliyor. Osmanli mirasinin tek varisini Türkiye Cumhuriyeti olarak görme egilimini asma iddiasindaki bu kitap, politikadan diplomasiye, ekonomiden bürokrasiye, egitimden dile ve dine kadar pek çok alanda, Osmanli geçmisi ile bugün arasindaki süreklilikleri ve kopuslari ortaya koyuyor. (Arka Kapak)