Deniz Gezmiş’in “Devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklıyorum” dediği gibi, ben de iğde ağacını kucaklamıştım, olanca devrimci ateşimle…
Umutlarımı, özlemlerimi, kaybettiklerimi, üzüntülerimi, acılarımı, yaşanmışlıklarımı ve dostluklarımı iğde ağacının dallarına asmıştım… Gölgesinde yaşanan özgürlük, bağımsızlık, insan hakları, kardeşlik mücadelesi ve bu uğur da çekilen işkence, esaret, zulüm ve acıları…
Değdi mi peki?
Kimine göre hayır!
Fakat zulmün karşısında dimdik duranlar için evet!
Çünkü onlar hiçbir zaman bireysel düşünmediler. Onların mücadelesi, toplumun refahı ve halkın bağımsızlığı içindi. İdealleri, toplumsal değişimin gerekliliği ve hak mücadelesiydi. İdealist ve bağımsızlık hedefi taşıyan o gençler, toplumsal eşitsizliklere, adaletsizliklere ve siyasi sorunlara dikkat çekmeyi amaçladılar. Onlar, bu mücadele ruhunu sonraki nesillere aşılayarak, insanca yaşamanın ve haksızlığa karşı dik duruşun önemini öğrettiler. En azından isteyenler payına düşeni aldı.
Ne çok şey biriktirmişiz o döneme dair içimizde. 1970- 80’li yıllar... Her duygunun coşkuyla yaşandığı, ümitle değişime inanan, güçlü, onurlu duruşuyla direnen, vatan ve insan sevgisini gönüllerde yeşerten ve büyüten azmine, hayranlık ve özlemle baktığım o günlerin gençleri;
İyi ki vardınız!
Minnetle…..
Reyhan Düzen