“...Inanma ihtiyaci ve inandigini yasama istegi insani bazen aklî, ilmî ve tutarli bir dinî hayata yöneltirken; bazen de birtakim uydurma ve bos inançlara saplanmasina ve o dogrultuda hareket etmesine sebep olmaktadir. Psikoloji, bu tarz bir davranisin sebebini arastirir ve neticede hangi faktörlerin, hangi inanç ve davranisin temelini olusturdugunu tesbit eder. Psikolojinin verilerinden anliyoruz ki, saglikli bir psikolojik ve psikososyal ortam olmadan normal düsünebilen ve uyumlu bir kisiyi yetistirebilmek mümkün degildir. Birtakim ihtiyaçlarin normal yolla karsilanmamasi, ferdi patolojik davranislara itmekte ve bu istegin tatmini için, normal olmayan yollara basvurmasina sebep olmaktadir. Bunun için saglikli bir din egitimine hem ferdî hem de sosyal açidan ihtiyaç vardir. Din egitiminin elverisli ortaminin nasil olmasi gerektigini belirleyecek olan da din psikolojisinin arastirmalaridir. Henüz psikolojinin genç bir ilim dali oldugunu hatirlarsak, din psikolojisi sahasinda çalismalarin ne seviyede oldugunu kestirmek zor olmayacaktir. Türkiye’deki mevcut din psikolojisi kitaplari, dinin ana konularinda, yüzeyde birtakim psikolojik bilgiler vermektedir...“ Elinizdeki kitap da, bu yüzeyselligi asma yolunda önemli bir çalisma olup, sahasindaki boslugu doldurma yolundaki anlamli gayretlerden biridir. (Tanitim Bülteninden)