Dinlerin özgürlük teolojisi teorikten ziyade pratige önem verir. Çünkü amaç statükoyu korumak degil, onu degistirmektir. Buna göre metnin mutlak bir anlami olmayip esas olan onun kendisini takip edenlere sagladigi pratik faydalardir. Müslüman Hiristiyan diyalogu isigi altinda bu ilke su sekilde ifade edilebilir. Müslüman-Hiristiyan diyalogu sürecinde Hiristiyanlarin yapmalari gereken sey, Isa’nin essizligi ve sonlulugu konusunda mutlak ve dislayici iddialarda bulunmak yerine onun mesajini uygulamaya çalismak; Müslümanlarin yapmalari gereken sey de Kur’an’in ve Hz. Muhammed’in essizligini ve üstünlügünü iddia etmek yerine Kur’an’in mesajini hayatlarina uygulayip Hz. Muhammed’in yolunu takip etmektir. Kisaca, diyalog sürecinde inançlarimiz hakkinda dogmatik iddialarda bulunmak yerine onlarin kalitesini ve üstünlügünü uygulamada yani pratikte muhatabimiza göstermemiz gerekir. (Arka Kapak)