“Bu kişi herkesçe sevilmek için tek şansını yok ettiği gerçeğine üzülüyor; bu kişi yatağa yatarken bu trajedinin ağırlığı yüreğine çöküyor. Ama rahatlatıcı bir yük bu, neredeyse insan kadar ağır. Bu kişi iç çekiyor. Bu kişinin gözleri kapanmaya başlıyor, bu kişi uyuyor.”
Biri (Ben, Sen ve Diğerleri) Cannes’da Caméra d’Or’a layık görülen bol ödüllü iki filmi, Whitney Bienali’nde iki sergisi, iki müzik albümü
ve çeşitli multimedya çalışmaları olan çok yönlü sanatçı Miranda July’ın daha önce The New Yorker, The Paris Review, Harper’s gibi önemli dergilerde yayımlanmış öykülerinden oluşan bu seçki, alışılmadık ve güçlü bir sese sahip.
Oturma odasında yüzme dersi veren bir antrenör, iş arkadaşının hiç görmediği yeniyetme kız kardeşine tutkun bir adam, kız arkadaşının
onu sevmesi için striptiz salonunda çalışan bir genç kız, ilişkilerini tazelemek için figüranlık yapan bir çift, bir karaltıya âşık olan ve onun
zihinsel engelli öğrencisinin bedeninde yaşadığına inanan bir öğretmen…
July’ın öykülerindeki buruk ve kırılgan karakterler sevilmek ve kabullenilmek uğruna kendilerini tuhaf ilişkilerin içinde buluyor, gerçekliğin sıradanlığı ve acımasızlığı karşısında hayal dünyalarına sığınıyor; yalnızlık ve insanları benzer kılsa da çoğu zaman görünmez kalan bağlar birbirine hep teğet geçiyor. July bu kırık hayatları tasvir ederken iyimserlik ve kötümserlik, mizah ve trajedi arasında benzersiz bir denge tutturuyor. Karakterleri ne kadar acayip ve sıradışı olsa da, Miranda July çağa özgü izole hayatları yakalamayı başarıyor.
“Miranda July son derece kendine özgü, neredeyse tuhaf bir yazar. Ele aldığı konuları ilgi çekici bulsanız da bulmasanız da, okuruyla duygusal bir bağ kurmayı başarıyor ve bu bağı öyle derinden kuruyor ki öyküleri okuyup bitirdikten haftalar sonra bile imgeler belleğinizde canlı kalıyor.”
-GEORGE SAUNDERS-