Sen bir sarmaşıksın; dolanıyorsun en taze, körpe dalınla bir gövdeye ya da bir şehre. Günü gelince alıp bir başka yere taşıyorlar, günü gelince söküp atıyorlar ve sen bunu biliyorsun. Sen bunu bekliyorsun!
Hiçbir şehre tutunamıyorsun, hiçbir şehre tam alışmak istemiyorsun. Yaşlanıyorsun sonra, körpe bir dalın kalmıyor. Ağaçsan, gövdende halkaların artıyor, katılaşıyorsun.
Geriye bir tek heybetli yalnızlığın kalıyor.