Yeni Türk filmlerinin bize “hayalet evleri“ anlattigini söylüyor Asuman Suner. Terk ettigimiz, kimi zaman zorla bosalttirilmis, içinde hayaletlerin dolastigi, tekinsiz, ürkütücü evler bunlar. Ama ayni zaman da bir türlü tam olarak geride birakamadigimiz, özlem duydugumuz, karsisinda çocuklastigimiz, döndügümüzde eskisi gibi bulamadigimiz, sürekli “hayaletini kurdugumuz“ evler...
Incelemenin merkezinde Türk sinemasinin son dönemdeki belli basli yapitlari, örnegin Masumiyet, Mayis Sikintisi, Tabutta Rövasata, Eskiya, Vizontele gibi filmler ve bu verimi borçlu oldugumuz önde gelen yönetmenler var: Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan, Yilmaz Erdogan, Yesim Ustaoglu ve digerleri. Yeni Türk sinemasi Türkiye’de “aidiyet“ meselesi etrafindaki gerilimleri gözleyebilecegimiz verimli bir kültürel zemin sunuyor. Hem bu gerilimlere taniklik ederek, kamusal alanda söze dökülemeyen endise ve fantazileri gösteren kültürel bir alan açiyor hem de elestirel bir müdahale platformu olusturuyor.
Kültürel inceleme konusu olarak ele aldigi bu yeni Türk sinemasinin, artik “ulusal sinema“ çerçeve içine sigmadigini düsünen Suner’in zihnimizi farkli görme biçimlerine kiskirtan, elimize yeni kuramsal araç gereçler veren kitabi yetkin bir akademik çalisma. Yazarin henüz görmemis oldugunuz filmler hakkinda bile olsa, kolaylikla takip edebilmenizi saglayan canli betimlemeleri ve basarili anlatimi sayesinde mümkün oluyor bu.
(Arka Kapak)