Kur’an sadece insanlığa yaptığı evrensel çağrıyla değil, dil, üslup, edebî sanat¬lar, sûrelerin tertibi ve sûreler arası uyum gibi şeklî sayılabilecek yönleriyle de muhatabına etki eden, özel olarak incelenmesi gereken bir özelliğe sahiptir. Bu yüzdendir ki, Kur’ân-ı Kerîm metninin yapısal özellikleri ve ayetler/sûreler arasındaki bütünlük, Kur’an yorumunda, özellikle de Kur’an’ın Kur’an’la tefsi¬rinde önemli bir imkân olarak görülmüş ve bu alanda geçmişte ve günümüzde önemli çalışmalar yapılmıştır.
Kur’an’ın bu benzersiz ve etkileyici metinsel özellikleri konusunda öncü çalış¬malara imza atan önemli isimlerden birisi, Hindistan’ın son dönem müfessir¬lerinden Hamîduddîn el-Ferâhî’dir (ö. 1930). Hindistan’ın ilim ve kültür ha¬yatında derin izler bırakmış olan müellif, “nazm” tanımından hareketle Kur’an yorumunda sûrelerin yapısal ve tematik bütünlüğünün dikkate alınması gerek¬tiği tezinin en önde gelen savunucularındandır. Ona göre nazm, kısaca, tefsiri yapılacak sûre için bir ana konunun belirlenmesi, sûredeki âyetlerin gruplara ayrılması ve belirlenen ana konu çerçevesinde bunların aralarındaki tenâsüb dikkate alınarak yorumlanmasıdır. Sûrelerdeki ve daha genelde Kur’an’daki mana bütünlüğünü ortaya koymayı gaye edinen nazm, aynı zamanda Kur’an’ın Kur’an’la tefsiri anlamına da gelmektedir.
Elinizdeki eserde, Hamîduddîn el-Ferâhî’nin diğer eserlerinden de istifade edi¬lerek, Arapça kaleme aldığı Nizâmu’l-Kur’ân adlı tefsirinde uyguladığı yön¬temlerin teorik ve pratik yönleri eleştirel bir gözle incelenmektedir