Ouspensky’den sonra Gurdjieff’in Dördüncü Yol öğretilerinin en önemli temsilcisi şüphesiz John G. Bennett’tir. Bennett, Gurdjieff ile ilk tanıştığı işgal yıllarında İstanbul’da bir İngiliz istihbarat subayıydı, hatta Mustafa Kemal’in Samsun’a gidişinde izin belgesini hazırlamıştı. Mükemmel Türkçe konuşması sayesinde Gurdjieff ile hep Türkçe konuşan tek Batılıydı. Gurdjieff, Yeni Bir Dünya Yaratmak hak ettiği ilgiyi görmemiş bir başyapıttır. Aslında Batılıların bu eseri göz ardı etme nedenleri tam da Türk okurları için onu ilgi odağı haline getirecek niteliktedir. Gurdjieff’in bilinmeyen yönlerini, Sufi tarikatlarla ilişkisini, Orta Asya gezilerini ve el aldığı kadim doğu öğretilerini anlatması bu kitabı Türk okurları için daha anlamlı hale getiriyor. Özgün öğretileri müzik besteleri, dans hareketleri, psikolojik çalışmalarıyla Gurdjieff, arkasında bıraktığı sayısız müridi için her zaman bir esin kaynağı olmuş ve yaşamlarını zenginleştirmiştir. Müritleri de zaman zaman büyük muammalarla dolu hayatı, insanı ve evrenin anlamını anlamaya bir adım daha ileri gitmişlerdir. Ancak Gurdjieff’in her zaman etrafında büyük bir gizem olduğu söylenir. Hep tarihin kadim geçmişine inen ezoterik öğretilerden, topluluklardan, üstatlardan bezenmiş silsilelerden söz ederdi. Doğuya yaptığı gezileri ve araştırmalarıyla bu bilinmeyen kaynakları sorgulayarak aydınlatacak tek yetkin kişi ise Bennett’tir. Bu pınarın kaynağına inme ve beraberinde ima ettiği büyük resmi açıklama cüretini bu kitapta görebiliriz.