18. yüzyılın sonunda Almanya’da Aydınlanmanın kuru akılcılığa tepki olarak doğan, duygularının önemini, bireyin özgürlüğünü savunan Fırtına ve Coşku akımının (1760-1785) en güzel örneklerinden biri ve aynı zamanda Goethe’nin gençlik dönemine ait olan bu eser, evli bir kadına hissettiği duygularına karşılık bulamayan, düşünceleriyle, karakteriyle yaşadığı topluma zaten yabancı olan bir gencin umutsuzluk içinde intihar edişini konu almaktadır. Goethe eserin başında şöyle der:
“Zavallı Werther’in hikayesi hakkında bulabildiğim her şeyi itinayla bir araya getirdim ve işte önünüze koyuyorum ve biliyorum bunun için bana teşekkür edeceksiniz.
Sizler onun yüreğine ve karakterine hayranlığınızı esirgemeyecek, yazgısı karşısında da gözyaşlarınızı tutamayacaksınız. Ve sen ey güzel gönül, onunla aynı tutkuları hisseden sen, teselli bul onun acılarında ve ister bahtsız olduğundan ister hatalı olduğundan kalmadıysa yanında hiç kimse, izin ver de dostun olsun bu kitapçık.”
Eserin en güzel yerlerinden biri de Ossian’dan parçaların olduğu bölüm:
Gecedir! -ben yalnızım ve fırtınalı tepede kayboldum. Rüzgar dağlarda uğulduyor. Nehir kayalardan aşağıya çağlıyor. Hiçbir kulübe beni yağmurdan korumuyor, fırtınalı tepede terk edilmiş beni. Ortaya çık ey ay, bulutlarının arasından! Gösterin kendinizi ey gecenin yıldızları! Götürsün beni ışığınız, avdan dönen sevgilimin, yanında çözdüğü yayı, etrafı koklayan köpekleri ile uzandığı yere! Fakat burada, gittikçe büyüyen nehrin ortasındaki kayanın üzerinde tek başına oturmak zorundayım. Nehir ve rüzgar uğulduyor, sevgilimin sesini duyamıyorum.
Napolyon’un tam yedi kez okuduğu eser 240 yıldır değişen dünyaya, değişen insana inat böylesi aşkların hayal olduğu günümüzde hala okur bulmaktadır.
Orijinal Başlık : Die Leiden Des Jungen Werther
Basım Tarihi : 1 2016
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 148
Ağırlık : 148 gram
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Dil : Türkçe
Çevirmen : Gülperi Sert