Bilindigi gibi, Kürsad Atalar Düsüncenin Okullasmasi adli kitabinda, yillardir üzerinde çalistigi konuyla ilgili tezlerini ortaya koymustu. Burada öne çikan husus, çagdas dönemde faaliyet gösteren ‘Islâmî Hareketler’in çalisma tarzina yönelik elestirel bir yaklasimdi. Zira ‘düsüncenin okullasmasi’ projesine göre, olmasi gereken, ‘nicelige’ degil, ‘nitelige’ önem vermektir. Fakat çagdas dönemde faaliyet gösteren yapilar, genellikle bunu yapamamislardir! Sadece bu özellikleri bile düsüncenin okullasmasi projesinin tartisilmasini gerekli kilmaktadir. Ancak eser ‘yari manifesto’ üslubuyla kaleme alindigi için, birçok konu ‘kapali’ bir sekilde ifade edilmis ve detayli bir sekilde ele alinamisti.
Örnegin, tartisma platformlarinda “otorite olmus âlim”, “çagin Gazalisi”, “elestirel kitle”, “yetkin dil kullanmak” vb. kavramlara dair sürekli sorular geliyordu ve bunlarda yanlis anlamanin tezahürleri net olarak görülüyordu. Iste bu ‘kapaliligi’ gidermek adina, yeni bir çalismanin yapilmasi gerektigi açikti. Burada yapilmasi gereken, önerilen tezlerin örneklerle birlikte daha açik sekilde ifade edilmesi olmaliydi. Bu noktadan hareket eden Gelecek Için Manifesto kitabi konu etrafindaki sorulara verilen ayrintili cevaplardan olusuyor. Kitapta biçim olarak ‘söylesi’ tarzini benimsenmesinin sebebi örneklendirmelerin ve tavzihlerin daha iyi yapilabilmesine imkân tanimasiydi. Sorumluluk tasiyan Müslümanlara, aydinlara ve âlimlere düsen görev, düsüncenin okullasmasi çerçevesinde önerilen tezleri geregince irdelemek ve projeye dair olumlu ve olumsuz kanaatleri açiklikla ifade etmektir. Dolayisiyla okullasmanin gerekliligi noktasinda ortaya atilan tezlere bigâne kalmak dogru olmaz, çünkü nasil bir gelecek
baglaminda önerilen tezler, hepimizi yakindan ilgilendirmektedir.