Benim annem, gölgesinde çocukların oynadığı koca bir Ihlamur ağacıydı. Develi’nin Güzeli derlerdi ona. Bir gün annemden ayrılıp hünerli bir elle tanıştım. Şefkatle yonttu beni, ıhlamur kokan bir kalem oldum. Hasretle bekleyen bir hanıma armağan oldum. Bir vakit sonra ise Mustafa Âsım’ın yoldaşı oldum. Ne yolculuklar yaptık, ne kitaplar yazdık, ne anılar biriktirdik birlikte… Zaman onunlayken su gibi aktı, bugünlere geldik. Şimdi ise vazifem, sevgili dostum Mustafa Âsım’ı anlatmak, bu güzel insanı, güzel insanlarla tanıştırmak…