Özellikle Orta Çag'da hatta yakin zamanlarda bile, kadinlar genel olarak, hafif, cinsel zevklere düskün, kiskirtici ve kötülüklerle dolu "yaratiklar" olarak görülmüslerdi. Hem bastan çikarici hem de tehlikeliydiler. Bu nitelikleri ellerinde tutuyor olmalari onlari daha gizemli ve korkutucu kilmisti. Tüm bu olumsuzluklarin gölgesinde, kadinlarin yazin alanindaki yaraticiligi, bu önyargilara çarpmis ve çogu kez görmezden gelinmistir. Sonuç olarak, kaleme aldiklari metinler, basarili bile olsalar, genellikle unutulmustu. Öyle ki, kadin yazarlar hakkinda arastirmaya ve yazmaya basladigimizda, karsilastigimiz en önemli gerçek, bu yazarlarin kendilerine yöneltilen küçültücü davranislarla bas etmek ve yazin dünyasinda kabul görebilmek için çok fazla çaba göstermek durumunda kalmis olmalaridir.