İletişim, bilişim ve ulaştırma sektöründe yaşanan hızlı gelişim ve değişime bağlı olarak tüm dünyada lojistik sektörünün önemi artmış ve ülkelerin lokomotif sektörlerinden birisi durumuna gelmiştir. Lojistik, tedarik zinciri içerisinde malzeme ve bilgi akışını sağlamakta olup, tedarikçi tarafından üretilen ürünlerin en uygun maliyetlerle müşterilere ulaşmasını sağlayarak tedarikçi ile müşteri arasında köprü görevi üstlenmektedir. Globalleşen dünyada ticaretin gelişiminin ve yarattığı sonuçların etkisi lojistiğe olan talebi artırmıştır. Artan talebe bağlı olarak lojistik sektörü Dünya’da ve Türkiye’de hızlı bir gelişme sürecine girmiştir.
Lojistik sektörü ekonomik açıdan incelendiğinde Asya kıtasında yer alan birçok ülkede (Japonya, Çin, Singapur) sektörün ekonomiye katkısının oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Söz konusu ülkeler, son dönemlerde dünya lojistik pazarının yaklaşık %50’sini elinde bulunduran Amerika Birleşik Devletleri ile rekabet eder hale gelmiştir. Avrupa Birliği de üretmiş olduğu GSYH’nın ve istihdamın %7’sini lojistik sektöründen sağlamaktadır. Yatırımların yaklaşık %40’ı sektöre yapılırken tüketilen enerjinin de %30’u sektör tarafından tüketilmektedir.