Sinemayi basli basina felsefi bir alan, bir düsünme çabasi olarak gören yazar ve sinemaci Daniel Frampton, getirdigi yeni yönteme "filmozofi" adini veriyor ve simdiden derslere, tartismalara konu olan bu yöntemi söyle tanimliyor: "Filmozofi, filmi bir tür düsünme olarak ele alir, film-varliga ve film biçimine dair bir teori gelistirir. Filmozofinin film-varlikla ilgili temel kavrami, deneyimledigimiz görüntü ve seslerin kuramsal yaraticisi olan 'film-zihin'dir. Filmozofinin önerdigi film biçimi kurami da 'film-düsünme'dir ve bir biçimin eyleminin film-zihnin dramatik düsünmesi olarak görülmesini mümkün kilar. Dolayisiyla filmozofi, bir anlamda, hem anlatinin berisinde kalanlarla ilgili 'gösterim' kuramlarinin hem de sahneleme estetigi kuramlarinin bir uzantisi ve tamamlayicisi olarak da görülebilir. Filmozofi, film biçimini düsünülmüs bir sey olarak, filmin dramatik karari olarak görmemizin, filmin anlatabilme ve etkileyebilme yollarini anlamamiza yardimci olacagini ileri sürer."