Henüz insanin yaratilmadigi dönemde, Hermaphrodites adinda iki yüzü, iki çift kanadi olan, koskocaman garip ve kendi kendine yeterli bir yaratik varmis. Tanrilar, bir yaratigin kendi kendine yetmesini bir türlü içlerine sindiremezlermis. Duyduklari öfke, günün birinde, Hermaphrodites’i ikiye ayirmalarina, bir baska anlatimla, biribirini tamamlayan iki parçaya bölmelerine yol açmis. Böylece, bugün birine kadin, birine erkek dedigimiz iki ayri beden ortaya çikmis. Seks sözcügü de bu ayirmayi anlatiyor. Latince bölme, ayirma anlamina gelen secare sözcügünden türetilmis... O gün bugündür bölünen, biribirinden ayrilan bedenler biribirilerini tamamlamak için bir araya geleduruyor, birlesiyorlar. Ikisi birbirinden ayrimli olduklari için, bir araya gelip birlesince bir biyolojik tamamlanma gerçeklesiyor her seyden önce. Seks sözcügünü cinsellik sözcügüyle karsiliyoruz Türkçede. Ve iste iki bedenin biribirini tamamlamalari o gün bugündür sürüyor. Bu tamamlama islemi insanin soyunu devam ettirebilmesini sagliyor. Öncelikle bu yaniyla çok önemli. Üstelik dogal. Önemi ve dogalligi dolayisiyla olsa gerek bin yillardir ilgi göregelmis cinsellik. Hep ön plana çikmis. Bireysel, toplumsal ve toplumlararasi yasami/iliskileri etkilemis. Elbette sanatçilara ve sanati da. Önder Senyapili, belirli dönemlerde cinselligin plastik sanatlari nasil etkiledigini, sanatçilarin cinsellikten nasil etkilendiklerini arastirdi/inceledi. Böylece, ortaya Antik dönemde, Rönesans ve sonrasinda, Yirminci yüzyilda ve de bugün, —yani e-Iletisim ya da Internet döneminde cinsellikle sanat iliskisini örnekleyen elinizdeki kitaplar dizisi ortaya çikti. (Arka Kapak)
Menü
Sepete Ekle
