Deniz bir kez daha bizleri kıyıya teslim ediyor. Diğer dalgalardan hiç farkımız yok, hepimiz denizin sesini karaya taşıyoruz. Ama taş ve kumda yüreğimizin ahengini bozmadan bu sesi nasıl taşıyabiliriz ki?
Ermiş çıktığı yolculuktan kendi yurduna dönüş yapmıştır ve ona tabi olan havarileriyle derin bir sohbete başlar... Ermiş’in bahçesine konuk olduktan sonra sizleri Cibran’ın yazmış olduğu bir tiyatro oyunu karşılayacak... aydınlatan, kapalı gözleri ışığıyla açan bu eserleri yüreğinizle okuyacaksınız.