O sabah sonbahar'in ilk sagnagi Istanbul'un aylardanberi sürüp giden tozlu kurakligini gökgürültüleri içinde alip götürmüs, ortaya yas toprak kokulu, günesi serin, tertemizmis duygusu uyandiran bir sehir birakmisti. Eski Bayindirlik bas mühendisi inatçi bekar asaf Hulusi bey aliskanlik edindigi gibi Büyük Otel'e aksam çayini içmek için, gene yayan geldi. Ama rahat adimlarla, burnunu mendille kapamak veya terini silmek geregini duymadan, nes'eli halde... Her gün oturdugu masanin basinda dostu mimar mösyö Armenak'i görünce de keyfi büsbütün artti. Kitaptan bazi satirlar.